باب: لا يجمع
بين متفرق،
ولا يفرق بين
مجتمع.
34. Zekatı Verilmesi Gereken Hayvanlardan Ayrı Olarak Bulunanlar
Bir Araya Getirilmez, Toplu Halde Bulunanlar Da Ayırılmaz
-ويذكر
عن سالم، عن
ابن عمر رضي
الله عنهما،
عن النبي صلى
الله عليه
وسلم: مثله.
Salim Ibn Ömer'in,
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den buna benzer bir rivayette
bulunduğu zikredilmiştir.
حدثنا
محمد بن عبد
الله
الأنصاري قال:
حدثني أبي
قال: حدثني
ثمامة: أن
أنسا رضي الله
عنه حدثه:
أن
أبا بكر رضي
الله عنه: كتب
له التي فرض
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم: (ولا
يجمع بين
متفرق، ولا
يفرق بين
مجتمع، خشية
الصدقة).
[-1450-] Sümame'nin Enes'ten naklettiğine göre, Ebu Bekir r.a. Enes r.a.'e
Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in belirlediği zekat miktarları
konusunda yazdığı bir mektubunda şöyle demiştir; "Verilecek zekat miktarı
(artar ya da azalır) korkusu ile, zekatı verilmesi gereken hayvanlardan ayrı
olarak bulunanlar bir araya getirilmez, toplu halde bulunanlar da ayırılmaz."
AÇIKLAMA: İmam Malik
"Muvatta" adlı meşhur eserinde şöyle demektedir: Örneğin, herbiri
kırkar koyuna sahip ve birer koyun zekat vermeleri farz olan üç kişi vardır.
Bunlar, toplamda sadece bir koyun zekat vermek amacıyla koyunlarını bir araya
getirmektedir.
Veya 202 koyunları bulunan iki ortak vardır. Buna göre üç koyun
zekat vermeleri gerekir. Bu kimseler, her biri sadece bir koyun zekat verecek
şekilde bu koyunları aralarında paylaşırlar."
Şafii ise şöyle der: "Hadisteki muhatap, bir yönden, zekat
mükellefi, diğer yönden de zekat toplamakla görevli memurdur. Her İkisine de,
zekat (artar/eksilir) endişesiyle zekat verilmesi gereken malları toplamaması
ya da ayırmaması emredilmiştir. Çünkü zekat mükellefi, daha az zekat vermek
için duruma göre toplar ya da ayırır. Zekat memuru da, daha çok zekat toplamak
için duruma göre toplar ya da ayırır. Hadis, hem mükellefe, hem de memura
yönelik olabildiğine göre, buradaki muhataplardan birinin diğerinden daha
öncelikli olduğu söylenemez. Dolayısıyla hem mükellefin hem de memurun birlikte
muhatap olduğunu kabul etmek lazımdır."
Fakat ilk bakışta akla gelen anlama göre, zekat mükellefine
hamletmek daha güçlü bir yorum olmaktadır. Allah (c.c) en iyisini bilir.
Bu hadis, nisaba ulaşmayan miktarlarda altın ve gümüşü bulunan
kimsenin, bunları toplamaması gerektiği görüşüne delil olarak kullanılmıştır.
Malikîler ve Hanefîler bu görüşün aksine, bunların toplanması gerektiğini
belirtir. Toplama, Malikîler'e göre miktara {ecza'), Hanefîlere göre ise değere
(kıymet) göre yapılmalıdır.
Hadis, Ahmed İbn Hanbel'in şu görüşüne delil olarak
getirilmiştir: "Bir kimsenin, zekat nisabına ulaşmayan bir miktarda,
örneğin Kûfe'de ve Basra'da yirmişer koyunu olsa, bunlar, sahibi tek kişidir
diye toplanıp zekat alınmaz." İbnü'l-Münzir de bu görüştedir.
Fakihlerin çoğunluğu bu görüşün tersini savunur. Onlara göre,
farklı şehirlerde olsa bile, aynı kimseye ait olan mallar toplanır ve zekatı
alınır.
Bu hadis, hilelerin geçersiz olduğunu, amellerde aslolanm, karinelerin
gösterdiği maksatlar olduğunu, hibe ile zekat borcunun düşmeyeceğini
göstermektedir.